Ankara’dan direkt seferle, Avrupa’nın en sıcak yüzü Portekiz’e konforlu bir yolculuk sizi bekliyor.
Tarihi sokaklar, okyanus esintisi ve eşsiz lezzetler bu turda bir araya geliyor.
Lizbon’dan Porto’ya, her köşe ayrı bir hikâye.
Zamandan tasarruf edin, deneyimden ödün vermeyin.
Şimdi keşfetme zamanı—yerinizi ayırtın!
Ankara Esenboğa Havalimanı Dış Hatlar Gidiş terminalinde uçuştan 3 saat önce bilet ve check in işlemleri için bulunmanız gerekmektedir. Esenboğa Havalimanı Dış hatlar gidiş kontuarında buluşmamızın ardından bagaj ve bilet işlemlerimizi tamamlıyor ve Pegasus Havayolları’nın tarifeli seferi ile Lizbon kentine yolculuğumuz başlıyor. Varışımızın ardından otelimize transfer oluyoruz.
Otelimizde alacağımız kahvaltımız ile başlıyor ve ardından, Atlantik Okyanusu kıyısında konumlanmış, doğal güzellikleri ve tarihi yapılarıyla gözde sahil kasabalarından biri olan Cascais’e gidiyoruz. Kasabanın tarihi yansıması olan Cascais Kalesi, Yat Limanı ve dalgaların kayalara çarpmasıyla etkileyici bir manzara sunan, doğal bir kaya oluşumu olan Boca de Inferno (Cehennem Ağzı) görerek başlayacak gezimizin devamında dar taş sokakları, geleneksel Portekiz mimarisiyle bezeli evleri, butik mağazaları ve kafelerinin bulunduğu kasabanın tarihi merkezinde vereceğimiz molanın sonunda araçlarımızdaki yerlerimizi alarak, Avrupa’nın en Batısı, kıtanın bittiği yer olarak tanımlanan ve Atlantik Okyanusu’nun uçsuz bucaksız manzarasını izlemek ve fotoğraflama molası vermek için Roca Burnu’na (Coba da Roca) gidiyoruz. 1772 yılında inşa edilen ve bölgenin en önemli sembollerinden biri olarak kullanılan, halen aktif görevini yerine getiren Deniz Feneri’ni de görebileceğimiz bu keyifli durağın ardından, Lizbon’a kadar uzanan tepedeki bu panoramik manzarada sarayın büyüleyici hikayelerini dinledikten ve renkli yapısını fotoğrafladıktan sonra Sintra kasabası merkezine gidecek ve Sintra tarihi merkezinde serbest zaman alıyoruz. Yeniden buluşmamızı takiben, Mondego nehri kıyısında kurulu, ülkenin tarihi ve kültürel açıdan en zengin şehirlerinden biri olan ve 1290 yılında kurulan Coimbra Üniversitesi ile tanınan Coimbra şehrine doğru yol alıyoruz. Varışımızla birlikte Barok tarzıyla dikkatlerimizi üzerine çekecek olan Sen Nova (Yeni Katedral), Gotik tarzda inşa edilmiş olan Santra Clara Velha Manastırı ve şehir merkezinde rehberimizin anlatımlarıyla gezdikten sonra otelimize yerleşiyoruz. Coimbra, Lizbon’dan farklı olarak Fado de Coimbra adı verilen bir fado türüne ev sahipliği yapmaktadır. Çoğunlukla erkekler tarafından söylenen, derin bir melankoli ve geleneksellik içeren bu yerel müzik türünü dinlemek isteyenler siyah pelerinli müzisyenlerin performanslarını sergiledikleri kafe ve barlardır bir akşam geçirebilirler. Konaklama Coimbra’daki otelimizde.
Otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra, Portekiz’in kuzeyine doğru eski bir şehri ve hatta “Portekiz’in Roma’sı” olarak anılan dini merkezi Braga’ya gidiyoruz. Tarihi yapıları, dini eserleri ve ülkenin en eski şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyan Braga’da adeta tarihi filmlerdeki sahnelerin içinde hissedercesine gezimize başlıyoruz. Nova Kemeri, 11 Yüz yılda inşa edilmiş olan Braga Katedrali, Braga Belediye sarayı ve Bahçeleri'ni gördükten sonra şehrin en canlı caddelerinden biri olan Avenida da Liberdade’de kısa bir kahve molası verereceğiz. Braga’daki keyifli zamanın bitiminde, Douro Nehri kıyısında kurulu ve Portekiz’in ikinci büyük şehri Porto’ya gidiyoruz. Renkli evleri tarihi sokakları ve canlı atmosferi ile ziyaretçilerini kendilerine hayran bıraktıran kenti gezmeye başlıyoruz. 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınan bu kenti tüm güzellikleriyle keşfe başlıyoruz. Şehrin Panoramik manzarasını izleme imkanına sahip olabileceğiniz Porto Katedrali (Se do Porto), iç duvarları Portekiz tarihini tasvir eden 20.000’den fazla mavi beyaz seramik karı ile süslü sanatsal bir şölen sunan Sao Bento Tren İstasyonu, 76 metre yüksekliğiyle Porto’nun en ünlü simgelerinden biri Clerigos Kulesi, Harry Potter hayranları için de özel bir anlam taşıyan, sarmal merdivenleri ve ahşap detaylarıyla Livraria Lello (Kitabevi) ve Palacio de Bolsa (Bolsa Sarayı) görülecek yerler arasındadır. Dom Luis I Köprüsü'nün bulunduğu ve Gustave Eiffel’in öğrencisi tarafından tasarlanan bu köprü sayesinde iki yakanın birleştiği ve yaya olarak da karşı tarafa geçebileceğiniz, eşsiz manzaraların fotoğraflarını çekebileceğiniz ve gezimizin bitiminde Riberia bölgesindeki restoranlarda serbestçe zaman geçirebileceğiniz ünlü Porto Şaraplarının tadına bakabileceğiniz güzel bir akşamın ardından Porto’daki otelimize yerleşiyoruz.
Porto’yu keşfimizin sabahında otelimizde kahvaltımızı yapıyor ve odalarımızı boşaltarak bir başka güzel güne, Atlantik Okyanus’una yakın bir bölgede konuşlanmış ve şehri, renkli, zarif desenlerle süslenmiş Moliceiros olarak adlandırdıkları teknelerle gezeceğimiz programımıza başlamadan önce, 15. Yüzyıl'da inşa edilmiş, iç ve dış mimarisiyle dikkatleri çeken Aveiro Katedrali, Tarihi Tren Garı ve Art Nouveau Binaları'nın bulunduğu Rossio Meydanı'nı görüyoruz. Dünyanın üç çoban çocuğun Meryem Ana’yı gördüklerini iddia ettikleri gerekçeyle Hristiyanların hacı olmak üzere ziyaret ettikleri ünlü Fatima’ya gidiyoruz. 12. Yüzyıl'da bölgede yaşayan Mağribîlerin şehirlerine yapılan akınlar sırasında, genç bir şövalye olan Don Gonçalo Hermigues, Müslüman bir prensin Fatima isimli kızını kaçırır ve Fatima zamanla şövalyeye âşık olur. Evlenmeden önce Hristiyan olmayı kabul eden Fatima’nın vaftiz ismi Ourem olur. Şövalye onun ismini verir şehre. Kısa bir zamandan sonra Ourem hastalanarak hayata gözlerini yumar ve çok üzülen eşi kendisini dine adayarak yeni bir manastır kurarak yerleşim yerine de Fatima adını verir. Biz de rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde Santuario de Fatima (Fatima Kutsal Alan), Meryem ana Bazilikası'nı ve Kutsal Üçlü Bazilika ile Azizler Şapeli'ni gördükten sonra dev dalgalarıyla ünlü, dünya çapında sörfçüler tarafından bilinen ve bazen 30 metreye kadar çıkabilen dev dalgalarıyla Nazare kıyılarını panoramik olarak görüyor, tarihi Roma zamanına kadar uzanan, surlarla çevrili, tipik beyaz boyalı evleri, renkli çiçeklerle süslü balkonları ve taşlı yollarıyla ünlü Obidos Kasabası'na gidiyoruz. Aynı zamanda “Çikolata Köyü” olarak da anılan bu güzel tarihi yeri geziyor, Ortaçağ atmosferinde keyif dolu bir zaman geçiriyoruz. Serbestçe geçirdiğimiz zamanın bitiminde rehberimizle buluşarak, Portekiz’in başkenti Lizbona’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Akşamüzeri başkente varışımızın ardından Lizbon’un en tanınmış simgelerinden biri ve kentin Altın Çağı olan Keşifler Dönemi’ni temsil eden, 16. Yüzyılda inşa edilmiş, Tagus kıyısında yer alan ünlü Belem Kulesi’ni görmek üzere gidiyoruz. Buradaki anlatımların ardından şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanın ardından otelimize yerleşiyoruz.
Oteldeki kahvaltımızın ardından, tüm güzellikleriyle keşfini tamamlayarak akşam saatlerinde ülkemize döneceğimiz bu kentte gezimizi yapmak ve Lizbon’un kendisine hayran bıraktıracak yanlarını keşfetmek üzere odalarımızı boşaltarak gezimize başlıyoruz. İstanbul gibi Yedi tepe üzerine kurulmuş şehir, tarihi tramvayları, sarı tonlardaki binaları, çini kaplı cepheleri (azulejos) ve dar sokaklarıyla ünlü başkentteki ilk durağımız, Avrupa’nın en uzun köprüsü namına sahip Vasco da Gama Köprüsü ve Kulesi olacaktır. Tagus Nehri'nin görkemini, eşsiz manzaraları bu noktadan çekeceğimiz harika fotoğrafların ardından yönümüzü Kaşifler Anıtı’nın olduğu yöne çeviriyor ve yürüyüş turumuza başlayacağımız bu noktadan rehberimizin anlatımları eşliğinde denizcilik üzerine anlatımlarını dinleyerek, İmparatorluk Meydanı Bahçeleri’nin (Jardim da Praça do Imperio) içerisinden geçerek, Heronimos Manastırı’nı (Jeronimos) görüyoruz. Bu keyifli gezinin arasına Portekiz’in ünlü Pasteis de Belem Pastanesi’nde, bölgenin özel tatlarından olan pasteis (Belem Turtası) tadımı için bir mola veriyoruz.Tatlı molamızın bitiminde aracımızla Rua Agusta Kemeri'nin (Takı) bulunduğu Praça do Comercio bölgesine gidiyor ve yürüyüş turumuza kentin bu tarihi bölgesinden devam ediyoruz. Sırasıyla; 1147 yılında inşası gerçekleştirilen ve büyük depremler atlatarak günümüze kadar, çeşitli mimari akımların harmanı halinde gelen Lizbon Katedrali’ni, tarihi taş sokakların içerisinde ilerleyerek St.George Kalesi ve bir çok tarihi yapının bulunduğu Restauradores Meydanından geçerek, Lizbon’un en ünlü caddelerinden Avenida de Liberdade’de serbest zaman veriyoruz. Hatıralık hediyelik eşyalar almak, ünlü markaların bulunduğu mağazaları gezmek veya kafelerinde vakit geçirmek isteyenler doyasıya bir zaman geçirebilirler. Rehberimizle yeniden buluşmamızın ardından aracımızdaki yerlerimizi alarak hava limanına transfer oluyoruz. PC 1742 Sefer sayılı Pegasus Hava Yolları'na ait uçağında yerlerimizi almak üzere pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak dönüşe geçiyoruz.
Sabah saatlerimde Esenboğa havalimanına varışımızın ardından bir başka seyahat programında buluşmak üzere veda ediyoruz.
UÇUŞ DETAYLARI
UÇUŞ SAAT DÖNÜŞ UÇUŞ SAAT KODU TARİHİ KODU
• Havalimanı buluşma saati, uçuştan 3 saat önce olup, detaylar tur hareketinden 2 gün öncesinde ayrıca iletilecektir.
• Kalkış ve varış saatleri yerel saatlerdir.
• *işareti olan uçuşlar, hareket tarihinden 1 sonraki takvim gününde varış noktasına ulaşır.
Örnek Oteller;
İlk yorumu siz yapın